Arkadaşlar merhaba, kursumuzu güncelleyerek; Osmanlıca takvim, aylar, ayların dönemleri, günler ve sayıları ekledim. Ayrıca Farsça unsurlara da geniş yer ayırdım. Farsçaya ilgi duyanlarınız varsa bu eğitimi tamamladığında Osmanlı Türkçesinin yanı sıra Farsçaya da giriş yapmış olacaktır.(Farsça sayılar ,zaman kavramları, gramer kuralları ...) Yine Arapça unsurlar içerisinde gramer kuralları, çoğullar, tamlamalar da eklendi. Umarım sizler için daha verimli olur. Yeni güncellemelerde görüşmek üzere...
Millî kültürümüzün temelini teşkil eden eserlerimizin hemen hemen tamamı Osmanlıcadır. Hâlbuki yeni neslimiz, kim bilir hangi dedesinden kalma bir kitap veya eski bir tapu senedinin, bir paranın, bir çeşme kitabesinin üzerindeki yazıları okumaktan mahrumdur. Tarihî bir çarşı girişindeki ya da belki her gün altından geçtiği üniversite giriş kapısındaki Osmanlıca metnin gerek muhteva gerekse estetik zevkini yudumlamaktan uzaktır.
Ecdadımızın bin yıllık şanlı bir tarih koridorundan bizlere armağan ettikleri sayısız güzide eserler bugün fikrî ve estetik boyutta çoğumuza maalesef bir turiste olduğu kadar uzak, anlamsız ve yabancıdır. Değil mahiyetlerinden, varlıklarından dahi habersiz olduğumuz milyonlarca taş baskısı ya da birçoğu sahasında otorite olmuş ve hâlâ bu vasfını koruyan el yazması nadide eserlerimiz vardır. Bu kıymetli eserlerimiz ve milyonlarca arşiv belgemiz kütüphanelerin tozlu raflarından gün ışığına çıkarılacakları günü beklemektedir.
Neden biz de kendi çocuğumuza, araştırdığı herhangi bir mevzuda ecdadının birikimine birinci elden uzanabilme imkânını tanımayalım? Çok boyutlu bir altyapıya sahip ve tarihine yabancı kalmamış, büyüklerine sevgisini ve saygısını kaybetmemiş bir nesil, geleceğe daha ümitle bakmamızın bir teminatı değil midir?
Osmanlı Türkçesi; Türkçe, Arapça, Farsça kelimelerden oluşan zengin bir lisandır. Unutmayalım ki Osmanlıca imparatorluk dilidir. İngilizler İngilizcede çok fazla kelime bulunmasından dolayı övünürler. Biz neden övünmeyelim? Osmanlıca da övünülmesi gereken bir lisandır. Şu an maalesef 200-250 kelime ile konuşuyoruz. Oysa eskiden 3000-5000 kelime ile konuşuyorduk. Siz 3000 kelime ile konuşamıyorsanız Fuzuli’yi, Baki’yi, Kâtip Çelebi’yi anlayamazsınız.