Rating 4.93 out of 5 (7 ratings in Udemy)
What you'll learn
- • Hayal Gücüne Dayalı Oyunculuk Nedir
- • Sanford Meisner’in Oyunculuğa Yaklaşımı
- • Çağdaş Amerikan Tiyatrosunda Meisner Ekolünün Yeri
- • Partner Odaklı Oyunculuk
- • Yapmanın Gerçekliği
- • Kelime Tekrar Egzersizi
- • Bağımsız Aktivite ve Amaç
- • Hayali Koşullar
- • Oyuncunun Metne Yaklaşımı
- • Karakter
- • Partneri Dinleme
- • Etki-Tepki
Description
İÇİNDEKİLER
GİRİŞ
SANFORD MEİSNER
TEMEL OLUŞTURMAK,YAPMANIN GERÇEKLİĞİ
ETKİ-TEPKİ …
Rating 4.93 out of 5 (7 ratings in Udemy)
What you'll learn
- • Hayal Gücüne Dayalı Oyunculuk Nedir
- • Sanford Meisner’in Oyunculuğa Yaklaşımı
- • Çağdaş Amerikan Tiyatrosunda Meisner Ekolünün Yeri
- • Partner Odaklı Oyunculuk
- • Yapmanın Gerçekliği
- • Kelime Tekrar Egzersizi
- • Bağımsız Aktivite ve Amaç
- • Hayali Koşullar
- • Oyuncunun Metne Yaklaşımı
- • Karakter
- • Partneri Dinleme
- • Etki-Tepki
Description
İÇİNDEKİLER
GİRİŞ
SANFORD MEİSNER
TEMEL OLUŞTURMAK,YAPMANIN GERÇEKLİĞİ
ETKİ-TEPKİ
TEKRARIN ÖTESİNDE
HAZIRLIK
KARKATERLE İLGİLİ
SANFORD MEİSNER
Sandorf Meisner, 31 Ağustos 1905 tarihinde Amerika Birleşik Devletleri’nin New York şehrinde dünyaya gelmiştir. Yahudi kökenli olan Sandford Meisner’in annesi Bertha ve babası Herman henüz Meisner dünyaya gelmeden önce Maceristan’dan Amerika’ya iltica etmişlerdir. Meisner ailenin ilk çocuğudur. Kendisi iki yaşındayken kardeşi Jacob dünyaya gelmiş fakat Jacob küçük yaşta ona içirilen pastöre edilmemiş bir süt yoluyla kendisine bulaşan ve ineklerde görülen bir tür tüberküloz nedeniyle yaşamını yitirmiştir. Ailesi Meisner’e “sen olmasaydın Amerika’ya gelmeyecektik ve kardeşinde hala hayatta olacaktı” dedikleri için, Meisner kardeşinin ölümünden her zaman kendini sorumlu tutmuş ve oldukça antisosyal bir çocukluk geçirmiştir. Meisner’in başından geçen bu büyük travma onun psikanalize nede bu kadar önem verdiğini anlamak açısından büyük önem taşımaktadır. 19 Yaşında ‘Theater Guild’ isimli ekiple oyunculuk kariyerine başlayan Meisner bu ekiple olan çalışmalarını kendisine yetersiz geldiğini düşünerek gruptan ayrılmış ve 1931 yılında aralarında Lee Strasberg’in de olduğu bir ekiple beraber Group Theater’ı kurmuşlardır. Group Thater bünyesinde bir çok başarılı oyuna imza atan Sanford Meisner, 1935 yılında Stella Adler ve Lee Strasberg arasında ortaya çıkan teorik anlaşmazlıklarda Stella Adler’den yana taraf olmuş ve Group Theater’i terk ederek Neighbourhood Playhouse’ a geçmiştir.
Sanford Meisner çağdaş Amerikan oyunculuk eğitiminde en çok iz bırakan üç eğitmenden biridir. Diğerleri ‘American method acting’ sistemiyle bilinen Lee Strasberg ve Stella Adler dir. Sanford Meisner 1920’li yıllarda Stella Adler ve Lee Strasberg gibi Group Theater’ın kurucularından olmuştur. Grup Tiyatrosunun ‘Awake and Sing’, ‘Paradise Lost’ gibi oyunlarında oyuncu olarak yer almıştır. 1935 yılı itibariyle ekolünü geliştirmek amacıyla ‘the Neighborhood Playhouse’ kurdu ve enstitü çatısında hem oyunculuk eğitimi vermeye hem de tiyatro oyunları sahnelemeye başladı. Meisner ekolü Stanislavski’nin oyunculuk teorisinden esin kaynağı alır. Buna ek olarak Meisner, Stella Adler ve Lee Strasberg’le birebir çalışmış olsada onların oyunculuk ekollerini reddederek kendini farklı bir noktada konumlandırır. Meisner’i Amerikalı meslektaşlarından ayıran özellik; Stella Adler ve Lee Strasberg’in Stanislavski Sistemini kendilerince yorumlamalarına karşın, Meisner’in kendi ekolünü kendi icat etmiş olmasından kaynaklanır. Aslında bu üç teorisyenin tiyatroda ulaşmak istedikleri amaç aynı olsada, bu amaca ulaşmak için takip ettikleri yol farklıdır. Ulaşılmak istenen amaç sahnede hakikattır. Sahnede hakikate ulaşmak için Lee Strasberg duygusal hafıza ve duygulara yönelirken, Stella Adler verili koşullar ve hayal gücünü kullanır. Meisner’e göre ise sahnede hakikate ulaşmak yapmanın gerçekliğiyle ulaşılır ve yapmanın gerçekliğine de sahnede oyuncunun içgüdüleri ve dürtüsel tepkileri beslenerek ulaşılır. Meisner ekolü şu teoriyi benimser: ‘hakiki oyunculuk içgüdüsel oyunculuktur’. Meisner oyuncunun kendi kafasının içinde kurduğu mantıksal kurgudan hareketle oynamasındansa, dışarıdan gelen uyarılara verdiği içgüdüsel tepkilerle oynamasının oyuncuyu hakiki oyunculuğa daha çok yaklaştıracağını savunur. Bu dış uyarı Meisner ekolünde oyuncunun partneridir, bu yüzden de Meisner oyuncuların birbiriyle olan bağlantısına büyük önem verir ve şöyle der “Acting is reacting” yani oyunculuk tepki vermektir. Meisner insan aklının duygular ve içgüdüsel tepkiler arasında bir bariyer oluşturacağını düşündüğü için oyunculuk esnasında aklın araya girmesine engel olmaya çalışır çünkü toplumun insanların duygularını bastırmaya koşulladığını ve toplumun birer parçası olan biz bireylerin bundan nasibimizi aldığını iddia eder. Duygularını bastıran oyuncu hakiki davranamaz kendine ve sahnedeki partnerine karşı dürüst olamaz. “ İçgüdülerine yalnızca sosyal olarak kabul edilebilir olduğu zaman güvenmelisizin, günümüzde eğilim bu yönde. Bizler bir şeyden hoşlandığımız ya da hoşlanmadığımız için medeni olmamakla suçlanmaktan korkuyoruz. Miss Finch’in okulundan bir kız düşünün. Bu okulda ona sadece sosyal olarak kabul edilecek şeyleri söylemesi gerektiğini öğretiyorlar. Bu kız bir arkadaşının tiyatro oyununu seyretmeye gidiyor ve oyunla ilgili gerçek düşüncesi performansın berbat olduğu ama o kulise gidip arkadaşına performansın ‘harikaydı’ diyor. ( Longwell 1987, S.30) Duygularını bastıran oyuncunun samimi olamayacağını düşünen Meisner, oyuncularını onlara öğretilmiş olan davranış paternlerini yıkıp onları duygularını daha samimi ifade edebilecekleri bir alana taşımaya çalışır. Strasberg ile Meisner arasındaki temel fark burada başlar. Meisner Strasberg’in üstüne yoğunlaştığı duygusal hafıza yönteminin içe dönük olan oyuncuyu daha da içe dönük hale getirdiğini iddia eder. Meisner ekolü ise oyuncuyu sahnede partnerine yoğunlaşmasını sağlayarak dışa dönük hale getirmeye çalışır. Meisner ekolünün temelini oluşturan ‘kelime tekrar egzersizi’ bu amaçtan doğar. (Rosemary 2012, S. 111) Oyuncuların spontane bir şekilde gelişen ve düşünmelerine fırsat vermeyecek tempoda ilerleyen bu egzersiz oyuncunun durup kendini dışarıdan seyretmesine ve yargılamasına engel olup bütün konsantrasyonunu sahnedeki partnerine yöneltmesini sağlar. Strasberg oyuncunun lokomotif gücünü duygu hafızasına bağlarken Stella Adler ve Meisner bunun insan psikolojisi için sağlıksız sonuçları olduğunu savunur. Stella Adler’ e göre oyuncu motivasyonunu verili koşullarda aramalıdır, öte yandan Meisner oyuncunun kendi hayal gücüne başvurmasını önerir. Kelime tekrarı egzersizi sahnede iki partnerin birbirleri hakkında gözlem yapmalarıyla başlar ve oyuncular sahnede partnerlerinin söylediklerini tekrar etmekle yükümlüdürler. Egzersizin ilerleyen aşamasında oyuncular bu gözleme kendini bakış açılarıyla karşılık verirler ve bu bakış açını kişinin kendi fikirlerine dayanan sübjektif yorumlar olduğu için sahnedeki partner üzerinde bir etki yaratır ve partnerler arası bir etki-tepki süreci doğar. Burada odak noktası sahnedeki partnere tepki vermektir. Meisner tekrarlama egzersizi ile oyuncunun düşünmesine mani olup onun sahnede partnerine sezgilerine dayanan dürtüsel cevaplar vermesini amaçlar. Tekrarlama egzersizi ile oyuncular dinleme ve gözlem yapma kabiliyetlerini geliştirirler. Egzersiz esnasında sahnede hayali bir durum yaratmak yerine oyuncudan beklenen, sahnedeki partnerini dinleyerek ona dürüst tepkiler vermesidir. Birbirleri üstünden gözlem yapan oyuncular bu gözlemlerini kendi bakış açılarından dile getirir ve partneri de oyucunun ağzından çıkan bu gözlemi kendisine etki ettiği şekilde kabul edip kendi bakış açısıyla tepki vermekle yükümlüdür. Tekrarlama egzersizinde kullanılan cümlelerin duygusal ya da entelektüel bir derinliği olmak zorunda değildir çünkü Meisner’e göre duygu oyuncuların birbirlerine karşı olan davranışından doğacak ve egzersiz ilerledikçe ortaya çıkacak duygunun derinliği artacaktır. Meisner’in tabiriyle bu pinpon oyunu bir süre sonra duygusal bir diyaloğa evrilecektir.( Longwell 1987, S.22)
Paid
Self paced
All Levels
Turkish
29
Rating 4.93 out of 5 (7 ratings in Udemy)
Go to the Course