Bilinçli olarak bir şeyden kaçınmak isterken bilinçdışı seviyede kaçınmak istediğimiz olgu bir fikir olarak tutulup, düşüncelerimizi etkilemeye devam eder. Bazı yönlerden bilinçdışı zihin arka planda sizi desteklemek için çalışan vefalı ve güçlü bir dost yada hizmetkar gibidir. Saygı gösterilmeyi hak eder. Bilinçdışı zihninizle uyum sağlamak için vücudunuza iyi bakın ve size verdiği mesajlara dikkat edin. Belirtiler, acı, tıkanıklıklar ve önseziler harekete geçmenizin gerektiğini bildiren mesajlardır.
Büyük ihtimalle yıllar öncesinden, yalnızca unutmakla kalmadığınız hatta unuttuğunuzu da unutmuş olduğunuz, bir olayı aniden hatırlama deneyimi yaşamışsınızdır. Yine de bilinçdışı zihniniz size hatırlatmıştır.
Milton Erickson modern hipnoterapinin babası olarak kabul edilir ve onun öğretileri günümüzde hipnoterapinin en hızlı ve etkili dallarından biri olarak kabul edilir. Onun yöntemleri “Yönlendirilmiş İmgeleme” ve “NLP” (Neuro-Linguistic Programming) gibi bir çok hızlı terapi metoduna da ilham vermiştir. Milton Erickson, gelmiş geçmiş en ilham verici terapistlerden biri olarak kabul edilir.
“Hipnoz” kelimesini duyduğunuzda aklınıza hipnotistin danışanına “…göz kapakların ağırlaşıyor!… çok uykun var! uyu!!!.. sigarayı bırakacaksın…” vs tarzında otoriter telkinlerin verildiği geleneksel hipnoz yöntemleri gelebilir.
Ancak hipnotik trans günlük hayatımızda çok farklı şekillerde ve doğal olarak meydana gelen bir zihin durumudur. Bazen bilinçli olarak oluşturulan (örneğin hipnoterapi), ancak çoğu zaman fark etmediğimiz bir şekilde günlük hayatımızda birçok kere girdiğimiz doğal bir zihin durumudur (örneğin hayale dalma ya da mantıksız korkulara kapılma vb).
Aslında insanlar çoğu zaman öyle ya da böyle, bir şekilde “hipnoz” halindedirler ve aslında hipnotistin görevi genelde danışanı hipnotize etmek değil, içinde bulundukları hipnoz durumundan çıkarmaktır. Hayattaki gerçek hipnotistler aslında öğretmenler, dini liderler, siyasi liderler ve hatta reklam verenlerdir. Kısacası hayatımızın her alanında telkinlere maruz kalıyoruz ve aslında hipnotistin yaptığı şey, hayatımızı yaşarken bize hükmeden bu hipnoz halini bozmak ve olmak istediğimiz kişi olmamıza hızlı bir şekilde yardımcı olmaktır.
“Hipnoterapi”, transın terapi amaçlı kullanılmasından ibarettir. Geleneksel hipnoterapi, ilk paragrafta verdiğim örnekteki gibi, “doğrudan telkin” veya “direk telkin” diye adlandırdığımız otoriter bir dil kullanır. Bu tür bir dil süjede bazen etkili olabilir ama aslında herkes için uygun bir dil değildir. Bazı insanların bilinçaltı, bu şekilde verilen direk telkinlere direnç gösterir ve bu dilde bir hipnoterapi bu kişiler için başarılı olmaz.